Tag Archives: Beyin

BOVINE SPONGIFORM ENCEPHALOPATHY (BSE)

Standard

Yavaş virüs  enfeksiyonu  olarak  sınıflandırılabilecek  olan  bu hastalık  insanlarda;  Kuru,  Creutzfeldt-Jacob  (C-D)  ve  Gertsmann-Straussler-Scheinker  sendromu  (GSS),  koyun  ve  keçilerde;  scrapie ve  sığırlarda  ise  BSE  (BOVINE  SPONGIFORM ENCEPHALOPATHY) adı  altında  birbirine  benzer  bulgularla  seyretmektedir. BSE;  Sığırlarda  davranış  ve  hareket  sistem  bozuklukları  ile karakterizedir.  ilerleyici  sinir hücresi dejenerasyonu sonucu,  sinir sisteminde mikroskobik olarak  değerlendirilebilen  sünger  görünümüne yol  açan  öldürücü  bir  hastalıktır.

Etken

Etkenin  virüs,   virion  veya  prion  olduğuna  dair  3  farklı  teori mevcuttur. virüs  teoriye  göre  etken  nukleik  asitten  ibarettir. Etrafında  bir  protein  tabakası  vardır.  Gerek  virüs  gerekse  virion teorisi  yeterli  belgeler  sunamamaktadır. Prion  (olağan  dışı  virüs)’lar  ise  en  küçük  viruslardan  bile  100  defa daha  küçük  fiziksel  ve  kimyasal  etkilere  karşı  oldukça dayanıklı,  protein  yapılardır.

Klinik  bulgular

Klinik  bulgu  olarak  hayvanda  durgunluk,   endişe,  iştahsızlık,  ve  bakışları  sabit  bir  noktaya  yönelmesi,   davranış  bozuklukları  söz konusudur. Kulaklar  birbirinden  bağımsız  şekilde  sağa  sola  hareket eder.  Ayaklar  biraz  açık  ve  bel  kamburdur.  Hızlı  yürütüldüğünde  arka bacaklarda  yalpalama  olur,  yürürken  yan  yana  gider. Belirli  kas gruplarını  kapsayan  kas  kasılmaları  30  saniye  kadar  devam  eder, daha sonra  başka  bir  kas  grubuna  atlar. Yürürken  baş  ve  boyun  hafifçe  yana doğru  dönük  durur. Dudaklar  yana  çekilebilir,  burunda  kaşınma  hissi vardır.  Arka bacaklarda  hareketlerin  bariz  olarak  azaldığı  görülür, beton zeminlerde  kayarlar. Hayvanların  süt  verimi  düşer  ve  bu  hastalık  boyunca azalmaya  devam  eder .BSE  bulguları  ketozis,   bakır  eksikliği,   listeriosis  ve  kuduz  ile benzerlikler  gösterir.  Klinik  şüphede  göz  önünde  bulundurulmalıdır.

Hastalık  genellikle  2-11  yaş arasındaki  sığırlarda  görülmektedir. Hastalığın  inkübasyon  süresinin  22  ayla  15  yıl  arasında  olduğu  tahmin edilmektedir. Hastalık  tanımlandıktan  sonra  3  hafta  ile  8  ay içerisinde  ölümle  sonuçlanır. BSE’de  etken  antikor  oluşturmamaktadır bu  nedenle  kesin  teşhis  postmortal olasıdır.

Etler hakkında

Halk  sağlığı  söz  konusu  olduğu  ve  insan  sağlığı üzerinde  varsayımlarla  hareket  edilemeyeceği  için  hastalık  teşhisi konulan  ve  hastalık  bulaşması  şüpheli  hayvanların  tümünün  imha edilmesi  gerekmektedir.

HSZY. (Sığırların Süngerimsi Beyin Hastalığı)

Madde 124- laboratuar raporuna bağlı olarak sığırlarda BSE hastalığı tespit edildiğinde hayvan sağlık zabıtası komisyonu toplanarak hastalık çıkış kararı alır ve ilan eder.

a) Bir işletmede,  BSE’li ve BSE’den şüpheli hayvanlar tespit   edildiğinde itlaf edilir ve yakılarak gömülür.

b) BSE tanısı konan hayvanlarla geçmişte ortak yem tüketen  hayvanların pedigri kayıtlarına “BSE Bulaşmış Olabilir”şeklinde bir ifade işlenir ve BSE tablosu açısından bu hayvanlar yaşamları boyunca izlenir.

Bakanlık hastalıkla ilgili gerek gördüğü her türlü mücadele  esaslarını tespit ederek valiliklere bildirir.”

 

LEPTOSPİROSİS

Standard

Leptospirosis sığır, koyun, keçi, domuz, at, köpek ve insanlarda görülen zoonoz bir hastalıktır. Hastalık, akut, subakut ve kronik seyirli olabilir. Bulaşma çiftleşme ile, inhalasyon ile, mikroplu materyalle direk temas ile, bulaşık su, yem, süt vs.’ nin sindirim yolu ile alınması sonucu meydana gelir. Bulaşma kongenital olabildiği gibi kan emici artropotlar ve rezervuar hayvanlar aracılığı ile de olabilmektedir. Başlıca klinik belirtileri ateş,  septisemi,  sarılık,  hemolitik anemi ve aborttur.

Hastalık yüksek ateşle başlar. Bu dönemde leptospiralar kanda bulunur. Sonraki dönemde böbreklere ve karaciğere yerleşir. Buna bağlı olarak sarılık, hemoglobinüri görülür. Ayrıca anemi, abortus ve mastitiste oluşabilir. Bazı hayvanlarda leptospiral meningitis ve nekrotik dermatitis oluşur. Kulaklar ve inguinal bölge  derisi kabuklanır ve kuru bir görünüm alır.

Etken

Sığırlarda genellikle leptospira pomona‘dır. Suda,  rutubetli zeminde ve hayvanların iç organların iç organlarında uzun süre canlı kalabilir. Kuraklığa karşı dayanıksızdır. Etkenler rutubetli yerlerde 180 gün kadar yaşayabildiği halde kurutulmuş toprakta 30 dakikada ölürler. Yüzlek sularda uzun süre yaşayabilirler. 50°C’de 10 dakikada 60°C’de ise 10 saniyede ölürler.

Et muayenesi bulguları

Kesimden sonra yapılan muayenede tipik olan vakalarda özellikle yutak,  boyun ve göğüs bölgelerinde,  deri altında,  ayrıca mezenterium ve perineal bağ dokusunda ve epikard altında kırmızımtırak,  seröz ve jelatin benzeri sıvı toplanması görülür. Karaciğer çok defa büyümüştür,  koyu sarı bir renktedir. Safra kesesi koyu ve yapışkan bir safrayla doludur. Böbrekler koyu esmer ve bazen de siyah bir renk göstermekle beraber aynı zamanda birçok hemorajiler vardır. Böbreklerde değişiklik özellikle kortikal bölgede olup  burada nekrotik odaklar görülür. İdrar kesesi hemoglobinli (kırmızı) bir idrar taşır. Sindirim sisteminde akut kataral gastroenteritis lezyonları ve bazı vakalarda hemorajik enterit bulunur. Perakut şekillerde özellikle perikard’ta,  dalakta büyümüş olan lenfatik bezlerde kanamalar görülmesi karakteristiktir. Myokard’da parankimatöz dejenerasyon vardır. Dalak çok defa büyümemiştir. Deri altında ikterus dikkat çeker.

Anemi, sarılık, subseröz ve submukoz hemorajiler, böbreklerde büyüme, kapsulası altında nekrotik odaklar, iç organlarda (karaciğer, böbrek, kalp, akciğer, bağırsak) kanamalar dikkati çeker. İdrar kesesinde kırmızı renkli bir idrar vardır.

Marazi madde seçimi ve gönderme şekli

Şüpheli hayvanlardan kan serumu gönderilir. Kan serumu hemolizsiz olmalıdır. Ayrıca kan serumuna mümkünse 1/10000 oranında koruyucu olarak mertiolat katılması uygundur. Kan serumu hasta hayvanlardan olmak üzere hastalığın başlangıcından en az 2 hafta sonra ve antibiyotik kullanılmadan evvel alınmalıdır. Ateşli devrede (Leptospiraemia döneminde, genellikle 7-10 gün ) aseptik koşullarda alınan defibrine kan, leptospiruria döneminde (hastalığın 2.haftasındaki periyot) aseptik koşullarda ve sonda ile alınan idrar gönderilebilir. Ölen hayvanlardan ise idrar kesesinden steril şırınga ile çekilen idrar, böbrek, karaciğer, serebrospinal sıvı, beyin, atık fetus ve süt marazi madde olarak gönderilebilir. Organ örnekleri laboratuvara en fazla 6 saat içinde ulaştırılmalı, histopatolojik muayeneler için %10 formollu tuzlu su içinde gönderilmelidir.

Etler hakkında karar

Kesimden sonra yapılan muayenelerde  leptospirosis teşhis edildiği zaman etler hakkında karar aşağıdaki şekillerde karar verilir:

a.Gövde ve organlarda şiddetli ikterle beraber patolojik bozukluklar varsa etler imha edilmelidir.

b.Eğer patolojik bozukluklar çok hafifse,  etler ancak sterilize edildikten sonra verilmesi uygundur.

PARATUBERKÜLOZ

Standard

Sığır koyun ve keçilerde bulaşıcı kronik ishal ve bağırsak cidarının kalınlaşmasına neden olur. İshal ve zayıflama ile karakterizedir.

Etken

Etken Mycobacterium paratuberculosis (m.johnei)’dir. İnsan için patojen değildir. Hareketsiz, sporsuz, kapsülsüz, çomak şeklinde, aerobik ve gram pozitiftir. Kuvvetli asidorezistanstır. Nemli,  güneşsiz ve asidik ortamlarda bir yıldan fazla canlı kalabilir.

Kesim öncesi muayene bulguları

Sığırlarda hastalık 2-6 yaş arasında görülmekle beraber, 12-18 aylıklarda da gözlenir.  İlk safhada halsizlik,  yorgunluk ve intermandibular bölgede ödemler vardır. İshal başlayınca ödem kaybolur. Hastalığın en önemli bulgusu ishaldir. Dışkı sulu, köpüklü ve pis kokuludur. Vücut ısısı normaldir. Hastalığın son dönemlerinde hayvanlar yere yatar kalkmak istemez. Koyunlarda hastalık sığırlara nazaran daha akut bir şekilde seyreder. Çoğunlukla şiddetli bağırsak parazit enfeksiyonları ile birlikte bulunur.

Et muayenesi bulguları

Çok ağır bir enfeksiyon olmadığı durumlarda ince bağırsakların son kısımları ile kalın bağırsaklarda ve bunlara ait lenf yumrularında görülür. Bozukluk çoğunlukla ileum’da görülür.  Dış bakıda ileum kalınlaşması hemen dikkat çeker. Bağırsak açıldığı zaman mukozanın 3-5 kat kalınlaştığı ve çok sayıda uzunluğuna / genişliğine beyin kıvrıntılarına benzer kıvrımların oluştuğu görülür. Kıvrımların üzerinde küçük hemorajiler ve siyah esmer pigment birikmesi vardır. Mesenterium lenf yumruları büyümüştür. Ancak tüberkülozda olduğu gibi kazeifikasyon bulunmaz.

Hastalık koyunlarda daha akut formda ve diğer bağırsak parazit infestasyonları ile birlikte seyreder. Bağırsak mukozasında kıvrımlar görülmesine karşın, ileum kalınlaşmış  olup mezenterial lenf yumrularında peynirleşme ve kireçlenme vardır.

Etler hakkında karar

Kaşeksi,  hidremi veya bir başka patolojik bozuklukta gövdeler yenmeye elverişli değildir. Zayıf gövdeler serbest bırakılabilir. Ancak göğüs ve karın seröz membranları ıslak ve üzerinde seröz bir infiltrasyon varsa bu soğuk depoda 12 saat bekletilir. Bu süre sonunda gövde kurur. Görünüşü iyileşir. Hayvanda kaşeksi varsa ve bekleme süresi sonunda gövde ıslak ve ödemli ise imha edilmesi gerekir.

TÜBERKÜLOZ

Standard

İnsan ve hayvanlarda görülen bir enfeksiyon hastalığıdır. Ekonomik yaşam koşullarının etkisiyle evcil hayvanlar arasında oldukça yaygındır. Özellikle entansif besiciliğin yapıldığı bölgelerde  sığırlarda sık görülür. Etken,  Sığır tipi tüberkülozun etkeni mycobacterium bovis’tir. 0.2- 0.6x 1.5-4.0 cm. boyutlarında,  gram pozitif,  sporsuz,  hareketsiz organizmalardır. %2 Fenol, %1 kreosol ve %3 formaldehitte 4 saatte,  %80 alkolde 40 dakikada canlılığını kaybeder.

Bulaşma şekli

Etkenler vücuda genellikle solunum ve sindirim yolu ile girerek hastalık meydana getirirler. Hayvanların tüberküloz etkenine karşı verdikleri doğal reaksiyon;  mikroorganizmaların saldırı gücüne ve vücudun savunma aktivitelerine bağlıdır. Duyarlı konakçının vücuduna giren virülent mikroorganizmalar girdikleri bölgede yerleşerek üremeye başlar ve organlarda ilk lezyonları oluştururlar.  Bu organlara bağlı lenf yumrularına taşınması sonunda,  lenf yumrularında dejeneratif ve yangısal bozuklukların meydana gelmesine neden olur.  Böylece etkenin ilk girdiği organ ve dokularda ve hem de bunlara ait lenf yumrularında bozukluklar gelişir (Primer komplex). Vücudun dirençli olduğu durumlarda primer efektler iyileşebilir veya bazen de bunlar hiç belli olmayabilir (Tam olmayan primer komplex). Bu lezyonların içinde canlı mikroorganizma bulunur. Konakçının direncinin kırıldığı, lezyonların aktive olduğu (lezyonlardaki kalsifikasyonun rezorbe olması) durumlarda,  mikroorganizma tekrar üremeye ve lezyonlar da gelişmeye başlarlar. Bu odaklardan kana karışan mikroorganizmalar vücuda yayılarak generalizasyona neden olurlar (Erken generalizasyon). Böylece çeşitli organ ve dokularda yeni lezyonlar meydana gelir. Bunlar giderek büyür,  ortaları kazeifiye ve zamanla da kalsifiye olabilirler.  Gelişmeye devam eden kazeifiye odaklar bronş veya bronşiollere açılabilir ve mikroplu eksudat buralara boşalabilir. Bu eksudat öksürük ile dışarı atılır ve etrafın kontaminasyonuna neden olur (Açık tüberküloz).  Böylece organlarda içleri boşalan nodüller (Kavern) meydana gelir.  Akciğerlerde büyümeye devam eden lezyonlar,  büyük veya küçük kan damarlarına ulaşabilir ve bunların cidarını zedeleyerek kanamalara yol açabilir. Kan damarlarına ulaşan organizmalar kan yoluyla vücuda yayılarak akciğerin yanı sıra, diğer organ ve dokularda da  lezyonlar meydana getirebilir (Generalize miliyer tüberküloz) Vücudunda primer kompleks bulunan bir şahıs dışarıdan veya içeriden aldığı virülent bir mikroorganizma ile tekrar hasta olabilir (Reinfeksiyon ve bu defa kronik organ tüberkülozisi meydana gelir. Organ ve dokularda,  tüberküloz etkenleri tarafından oluşturulan lezyonlar histolojik olarak başlıca iki karakter (prodüktif ve eksudatif) taşımaktadırlar.

Kesim öncesi muayene bulguları

Klinik muayene ile hayvanlarda tüberkülozu saptamak,  ancak ileri dönemlerde olasıdır. Kesim öncesi ayakta muayenede görülen zayıflık, kemik, eklem ve testislerin şişliği lenf yumrularının şişliği tüberkülozdan şüphelenmeyi gerektirir. Akciğer tüberkülozunda öksürük,  solunum güçlüğü,  meme tüberkülozunda memede çeşitli sertlikler,  meme lenf yumrularında şişme,  uterus tüberkülozunda mukoz ve purulent bir akıntı görülür. Rektal muayenede uterusun sertleştiği anlaşılır. Şüpheli durumda ise vaginal akıntıdan,  balgam ve sütten mikroskobik muayene,  kültür ve hayvan deneyi yapılarak teşhis edilir.

Et muayenesi bulguları

Mezbahada tüberküloz teşhisi için sistematik et muayenesi şu sıraya göre yapılır.

Ø      Gövdenin genel durumu,  (Kaşeksi)

Ø      Başta retropharyngial, mandibular lenf yumruları ile parotidicum lenf yumrusu

Ø      Akciğerde bronchial ve mediastinal lenf yumruları ile akciğer dokusu

Ø      Bağırsaklarda mesenteriyal lenf yumruları

Ø      Karaciğerde , karaciğer lenf yumruları

Ø      Pleura, seroza ve periton  gözden geçirilir.

Bu muayenelerden sonra generalize tüberkülozdan şüpheleniliyorsa muayeneye şöyle devam edilir:

Sığırlarda tüberküloz çoğunlukla kazeifikasyon ve kireçlenme eğilimlidir. Organlardan birisinde yumuşama görüldüğü zaman generalizasyondan şüphe edilir. Generalize tüberkülozda genç hayvanlarda birinci derecede dalak, yaşlı hayvanlarda ise böbrekler bozukluk gösterir. Generalizasyondan şüphe edilen ve dolayısıyla bütün et lenf yumrularının muayenesini gerektiren başlıca bulgular şunlardır:

Et muayenesinde bir organda veya bir lenf yumrusunda radier kazeifikasyon veya kapsüllenmiş olan erime durumu, kavern gibi eksudatif karakterde bulgular görülürse,

Dalak, böbrek, adrenler, meme,  uterus, kemikler gibi genellikle büyük dolaşımla bulaşan organlardan birisinde veya bunların lenf yumrularında tüberkülozik bozukluklar bulunursa,

Hem akciğer ve hem de karaciğerde veya bunların lenf yumrularında tüberkülozik odaklar varsa,

Yalnız bir organda, ekseriya fazla büyümüş ve anfizemik olan akciğerde veya karaciğerde yeni kan enfeksiyonu bulguları varsa,

Taze odaklar şeklinde pneumonia caseosa,  asinöz akciğer tüberkülozu,  seröz zarlarda peritonda koltuk altında,  memede uterusta veya böbreklerde yaygın kazeifiye olmuş yangı varsa, sığırda akut hematogen tüberkülozun varlığı araştırılmalıdır. Bu olayların hepsinde et lenf yumrularının muayenesi gerekir.

Lenf yumrularının muayenesi

Organlarda görülen bozukluk şüpheli kalıyorsa regional lenf yumrularında saptanan bulgular teşhisi kuvvetlendirir. Tüberkülozun teşhisinde lenf yumrularının muayenesi çok önemlidir. Tüberküloz etkeninin girdiği lenf yumruları şişer ve kısmen kızarır. Daha sonra bu yumruluların kesitlerinde küçük tüberküller veya yaygın olarak kazeifikasyon görülür. Lenf yumrularında tüberkülozik bozukluklar önce radier kazeifikasyon şeklinde görülür. Bu şekil tehlikeli olan ve fazla bakteri içeren bir tüberküloz olgusudur.  Radier kazeifikasyonda lenf yumrularının kesitleri , bir turpun kesitine benzer şekildedir. Lenf yumrularında radier kazeifikasyon görüldüğü zaman hastalığın generalize olup olmadığını saptamak için et içerisinde bulunan bütün lenf yumrularının muayenesi gerekir. Lenf yumruları muayene edilirken dışarı alınır ve küçük odakları görmek için bir çok ince kesitler yapılarak gözden geçirilir.

Marazi madde seçimi ve gönderme şekli

Lezyonlu organ ve lenf yumruları ( mediastinal, bronşial, retropharingeal ve diğer lenf yumruları ) dikkatlice seçilip ayrılır. Lezyonlu kısımlar iki parçaya ayrılarak iki kavanoza taksim edilir. Kavanozun birine %10 formollü, diğerine ise %50 gliserinli tuzlu su marazi maddelerin üstünü kaplayacak şekilde ilave edilir. Kavanozların kapakları akıtmayacak şekilde tampone edilerek gönderilir. Meme tüberkülozunda; memeler kaynatılmış ılık su ile yıkanır. %70 alkolle silinip dezenfekte edilir. Steril pamuk veya bezle kurutulup elleri dezenfekte edilmiş bir kimse tarafından 4-5 çekim sağıldıktan sonra 100 ml kadar süt steril şişelere alınır. Alınan süt uzak yerden gönderilecek ise 100 ml süte 0.5 gr asit borik ilave edilir. Vajen ve uterustan alınacak örnekler için steril eküviyonlardan yararlanılır

Tüberkülozlu etler hakkında karar

Tüberkülozlu etler üzerinde yapılan araştırmalarda,  çelişkili sonuçlar elde edilmiştir. Her şeye rağmen tüberkülozlu etlerin sağlık açısından zararlı olabilmesi için , etlerde tüberküloz bakterilerinin bulunması gerekir. Yapılan et muayenesiyle,  organlarda bulunan tüberkülozun karakteri ve yayılış belirtileriyle yeteri derecede bilgi edinilebilir. Muayenede saptanan miliyer tüberküloz ve generalizasyon bulguları ve ayrıca çeşitli organlarda eksudatif kazeifiye şekilleri görüldüğünde,  ette tüberküloz bakterilerinin var olduğu sonucuna varılır. Bu durumda:

.Tüberkülozda kaşeksi meydana gelmiş ise vücudun kan dahil bütün aksamına el konulur.

Genel kaşeksi :Yağlar tamamen erimiştir. Pelvis boşluğu, böbrekler ve kalbin etrafındaki yağların yerine jelatinimsi,  kehribar sarısı bir kitle bulunması halidir.

Yapılan sistematik et muayenesinde; tüberkülozun lokal veya generalize olduğunun tespitine göre kısmen veya tamamen imhasına karar verilir.

a)-Kısmen imhayı gerektiren durumlar

-Tüberküloz lezyonları lokal ise; (Tüberkülozik bozukluklar büyük kan dolaşımı ile yayılmadığı müddetçe lokal kabul olunur. Yani lokal tüberküloz da yayılma lenf yollarıyla veya V.Porta veya küçük kan dolaşımı ile yayıldığı zaman lokal sayılır. Primer kompleks ve kronik tüberküloz da lokal tüberkülozdur.) Akciğer, bağırsak v.b. organ ve lenf yumrularında tüberküloz lezyonları tespit edildiğinde ve hayvan besili ve kondüsyonlu ise tüberkülozlu organ ve kısımlar imha edilerek geri kalanı şarta tabi tutularak gıda değeri düşük etler grubundan kavurma yapıldıktan sonra tüketimine izin verilir.

b)-Tamamen imhayı gerektiren durumlar

Tüberküloz lezyonları generalize ise; (Tüberkülozik bozukluklar büyük kan dolaşımı ile muhtelif organlarda yani dalak, böbrek, testis, yumurtalıklar, meme, kemikler, et lenf yumruları, beyin zarı, göz vb. organlarda tespit edildiği zaman generalize sayılır).

  • Tüberkülozik bozuklukların genişliği ne olursa olsun kaşeksi ile birlikteyse,
  • Kaslar içinde veya inramüsküler lenf yumrularında tüberküller bulunuyorsa,
  • Bütün iç organlarda ve özellikle dalakta milier tüberküllerin varlığı ile tüberküloz lezyonları yayılmış bulunuyorsa,
  • Aynı zamanda göğüs boşluğu ve karın boşluğu üzerinde tüberküller bulunuyorsa, etler tamamen imha edilir.

HSZK. Madde 37 – Sığırlarda tüberküloz ve ….. yakalandığı tespit edilen hayvanlar tazminatlı olarak kestirilir,  öldürülür veya imha edilir. Ticari amaçla sütçülük yapan yerlerdeki ineklerin tüberküloz testine, … tabi tutulmaları mecburidir.

HSZK. Madde 41 – (Değişik: 27/12/1993-3951/1 md.)Bu Kanun hükümlerine göre …. sığır tüberkülozu, … şap hastalıklarından dolayı öldürülen veya kestirilen hayvanların sahiplerine,  Bakanlık bütçesinden aşağıda belirtilen miktarlarda  tazminat verilir.

HSZY. Madde 93 – Canlı hayvanlar kesilmeden…..

e) Ayakta yapılan muayene ve kontrollarda;

Sığırda;…,  tüberküloz,  ..hastalığı tespit edilenlere el konularak imha edilir.

HSZY. Madde 97.’e göre: – Kaşeksi ile birlikte seyreden generalize olmuş Tüberküloz hastalığı seyreden hayvanlarda gövde, kan bütün organlara el konularak imha edilir. Aynı maddeye göre yağlar dışında hayvan vücudunun el konularak imha edileceği hususlar  şunlardır:

1 – Çok dar sahada tüberküloz lezyonları tespit edilmesine rağmen aşırı derecede kaşektik bulunan etler,

2 – Kaslarda veya lenf yumrularında tüberküloz lezyonları bulunan etler,

3 – İç organlarda ve özellikle dalakta tüberküloz lezyonları bulunan etler,

4 – Göğüs ve karın boşluğundaki organlarda yaygın tüberküloz lezyonları tespit edilen etler,

HSZY (Sığırlarda Tüberküloz) Madde 110 – Ticari amaçla süt sığırcılığı yapılan yerlerdeki ineklerin sistematik muayenelerinde veya tüberkülin testi yapıldığında yahut Bakanlıkça uygulamaya konulan projelerle ilgili çalışmalarda tüberküloz hastalığı tespit edildiğinde hayvan sağlık zabıtası komisyonu toplanır. Hükümet veteriner hekimince  düzenlenen hastalık raporuna göre hastalık çıkış kararı alınır ve ilan edilir.

a) Tüberkülozlu hayvanlar tazminatlı olarak kestirilir. Etleri hakkında bu  yönetmelik ve Etlerin Teftiş Talimatı’na göre işlem yapılır.

b) Tüberküloz hastalığı tespit edilen hayvanla bir arada bulunan damızlık sığırlara tüberkülin testi uygulanır. Test neticesi müspet olanlar aynı şekilde tazminatlı olarak kestirilir.

c) Yurt dışından getirilen damızlık sığırlara mahallinde veya tahaffuzhanede uygulanan tüberkülin testinin neticesi menfi ise gittikleri yerlerde iki ay sonra tekrar tüberkülin testi yapılır. Bu testte de menfi sonuç verenler hastalıksız kabul edilir.

d) Süt sığırcılığı yapanlar her yıl ineklerini tüberküloz hastalığı bakımından muayeneye ve tüberkülin testi yaptırmağa mecburdur. Hükümet veteriner hekimi hastalıksız hayvanlar için sağlık belgesi düzenler ve sahibine verir. Bu testi  yaptırmayan hayvan sahipleri,  haklarında kanuni işlem yapılmak üzere savcılığa  bildirilir.

e) Tüberkülin testi uygulaması ve neticesi ile ilgili hususlarda Sığır Tüberkülozu Yönetmeliği uygulanır.

f) Tüberküloz hastalığı çıkan ahırlara dezenfekte edilmedikçe hayvan konulamaz. Hasta ve hastalıktan şüpheli sığırların yemleri ve maddeleri yakılarak veya gömülerek imha edilir. Süt kapları buharla yahut ilaçla dezenfekte edilir.

g) Tüberküloz hastalığı çıkan yerlerdeki ineklerin sütü çiğ olarak satışa verilmez.

h) Tüberkülozda karantina,  hastalık çıkan ahır,  ağıl veya yerle sınırlıdır.

Hastalar dışındaki hayvanlarda test sonucu menfi ise test iki ay sonra tekrarlanır. İkinci test neticesi menfi olan hayvanlar hastalıksız kabul edilir ve karantina dezenfeksiyon yapılarak kaldırılır.

FRENGİ

Standard

Frengi hastalığı, treponema pallidum adındaki mikrobun sebep olduğu cinsel yolla insanlara bulaşan bir hastalıktır. Erken tedavi edilmezse, bakteriler çoğalıp bir çok organa zarar verebiliyor.

Frengi nedir?

Frengi, Treponema pallidum adı verilen bir bakterinin neden olduğu cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Tedavi edilmediği takdirde, bu bakteri zaman içerisinde vücuda yayılarak birçok organda hasara neden olur.

Frenginin belirtileri nedir?

Hastalık; penis, vajina, anüs (makat) ya da ağız yolu ile bulaşır. Mikrobun sağlam kişiye bulaşmasından sonra ilk belirtiler 10 gün ile 3 ay içerisinde ortaya çıkar. Hastalıkta bir veya daha fazla sayıda, üstü açık, bir santimetre boyutlarında , sert, ağrısız “şankır” adı verilen yaralar oluşur. Bu yaralar, genelde bakterinin ilk bulaştığı cinsel organlar etrafında oluşur. Mikrop daha sonra kan yolu ile bütün vücuda yayılır. Kasık ve boyun lenf bezleri şişebilir.

Frengi şankırı ne zaman ortadan kalkar?

İster tedavi edilsin ister edilmesin frengi şankırı birkaç hafta içerisinde kendiliğinden kaybolur. Tedavi görmeden yaraların iyileşmesi hastalığın iyileşmesi anlamına gelmez. Bu devrede tedavi edilmeyen hastalarda hastalık ilerler.

Frengi, şankır döneminde tedavi edilmez ise ne olur?

Hastalık şankır döneminde tedavi edilmez ise, yaraların ortaya çıkışından itibaren 3-6 hafta içerisinde, ellerde, ayaklarda ve vücudun diğer kısımlarında kırmızılıklar (döküntüler) oluşur. Bu kırmızılıkların olduğu bölgelerde de bakteri bulunmaktadır. Bakteri, fiziksel temas sonucu, bu bölgelerdeki yara, sıyrık gibi kısımlardan sağlam kişiye bulaşabilir. Döküntüler genellikle birkaç hafta ya da ay sonra kendiliğinden ortadan kalkar. Döküntüleri ile birlikte; hafif ateş, yorgunluk, baş ağrısı, boğaz ağrısı gibi belirtiler de bulunabilir. Tedavi edilmeyen vakalarda dahi, bu belitiler kendiliğinden kaybolabilir. Frenginin ikinci dönemi olarak bilinen bu dönem 1-2 yıl devam edebilir.

Frengi, döküntü döneminde de tedavi edilmez ise ne olur?

Gerek birinci, gerekse ikinci dönemde tedavi edilmeyen frengi vakalarının üçte birinde, hastalık uzunca bir süre sessiz kaldıktan sonra daha ileri bir döneme gider. Bakteri kalp, gözler, beyin, sinir sistemi, kemikler, eklemler başta olmak üzere vücudun birçok yerinde hasarlara neden olur. Bunun sonucu ruhsal bozukluklar, körlük, felçler ve ölüm meydana gelir.

Frengi gebe kadından bebeğine bulaşır mı?

Tedavi edilmeyen frengili gebe kadından, bakteri hamilelik esnasında bebeğe bulaşabilir. Bulaşım riski % 70 dolayındadır. Bu gebelerin ise yaklaşık % 25′i, ölü doğum ya da erken dönem bebek ölümü nedeni ile çocuklarını kaybederler.

Frengi kan nakli ile de geçer mi?

Hastalık mikrobu kanda da bulunduğundan kan da frengi testi yapılır. Test sonucu hastalık bulunduğu anlaşılırsa kan başkalarına verilmez. Kontrolsüz kan nakli ile hastalık sağlam kişiye bulaşabilir.

Frenginin tedavisi var mıdır?

Frengi genellikle penisilin tedavisi ile kolayca iyileşir. Penisilin dozu ve uygulama şekli hekim tarafından belirleneceğinden, cinsel organları etrafında frengi şankırı olanlar kendi kendilerine ilaç kullanmamalıdır. Tedavinin başlangıcından genellikle 24 saat sonra bulaştırıcılık kaybolur.

– Hekim önerisi olmadan ilaç kullanmayınız!
– Cinsel yolla bulaşan hastalık belirtilerinden kuşkulandığınızda hekime başvurunuz.
– Cinsel eşinizin de muayene ve gerekirse tedavisini yaptırınız.

Frengiden nasıl korunulur?

– Cinsel ilişkide kondom kullanınız.
– Cinsel eş sayısının artmasının, hastalık bulaşma riskini de arttırdığını unutmayınız. Tek eşliliği tercih ediniz.
– Size nakledilecek kanda gerekli testlerin yapılıp yapılmadığını sorunuz.
– Hamile iseniz, doğum öncesi dönemde düzenli sağlık kotrollerinizi yaptırınız.

KABAKULAK

Standard

KABAKULAK VE NEDENİ

Virüslerin, tükrük bezlerinde enfeksiyon yapması ve burada büyümeye neden olmasıyla ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Kulağın alt tarafında şişlik oluştuğu için kabakulak denir. Çocukluk çağında görülür, fakat bu hastalığı geçirmemiş kişilerde yetişkinlik döneminde de görülebilir.

Kabakulak, kış ve bahar aylarında daha çok görülür. Hasta kişilerin öksürmesi, hapşurması ya da başkalarını öpmesi sırasında bu virüsler damlacıklarla beraber havada uçuşur. Bu ortamda bulunan kişiler de nefes alırken, solunum yoluyla bu virüsü kaparlar. Böylece hastalık insandan insana bulaşmış olur.

Hastalığın belirtileri, virüs vücuda girdikten sonra yaklaşık 3. haftada ortaya çıkar. Bu hastalığa bir kere yakalandıktan sonra vücut buna karşı bağışıklık kazanır. Tekrarlaması söz konusu değildir.

KABAKULAĞIN BELİRTİLERİ

  • Çenenin arka alt tarafında şişlik oluşur. Önce bir tarafta olur sonra diğer tarafta da görülür.
  • Tükrük bezlerinde ağrı vardır. Boğazda da ağrı hissedilir.
  • Ağız açıp kaparken, bir şeyler çiğnerken ağrı olur.
  • Hafif ateş ve baş ağrısı ortaya çıkar.
  • Hasta halsiz ve yorgundur.
  • Yumurtalıklarda iltihaplanma olursa, hasta karın ağrısı çeker.
  • Baş, şişlik olan tarafa doğru biraz yatık durur.
  • İştah kaybı görülür.
  • Hastalık şiddetli olursa ve iltihap yayılırsa boyunda tutulma olabilir.
  • Bulantı ve kusma buna eşlik edebilir.
  • Çok nadir vakalarda hastalık belirti vermeyebilir.

KABAKULAK HANGİ RAHATSIZLIKLARA YOL AÇAR?

Kabakulağa neden olan mikrop, kana girdiğinde yayılır ve diğer organlara da ulaşır. Buralarda iltihaplanmaya neden olur. Beyin zarına geldiğinde menenjite yol açabilir. Bu durumda baş ağrısı şiddetlenir ve hasta kusmaya başlar. Ense sertliği görülür. Mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Sadece beyin değil, başka yerlerde de iltihaba neden olur. Böbrekte, pankreasta, sinirlerde iltihap oluşabilir. Kadın ve erkekte yumurtalıkların iltihabı sonucu kısırlık gelişebilir. Hastalığın şiddetli seyrinde ve yayılmasından sonra sağırlık görülebilir. Kabakulak, gebeliğin erken döneminde ortaya çıkarsa düşük gelişebilir. Gözyaşındaki bezler şişerse, görmede bozukluklar ortaya çıkabilir. Fakat nadir rastlanan bir durumdur. Sakatlığa yol açabilir. Kişinin, günlük yaşamını aksatmasına neden olur. İş ya da okul hayatına ara vermek zorunda kalır.

NASIL TANI KONUR?

Tanı koymak zor değildir. Hastanın doktora verdiği bilgiler ve yapılan fizik muayene sonucu tanı konabilir. Kabakulak olan biriyle yakın temasta bulunma, tanı konmasına yardımcıdır. Tükrük bezlerinin şişmesi de aynı şekilde kabakulak olduğunu gösterir. Genelde gerek yoktur ama kan tahlili sonucu kandaki antikor seviyesine bakılır. Çok fazla artması kabakulak tanısı için önemli bir bulgudur.

KABAKULAK TEDAVİSİ

Kabakulak tedavisinde kullanılan özel bir yöntem yoktur. Tedavi evde uygulanır. Hastalık belirtiler görüldükten iki hafta sonra iyileşmeye başlar. Genelde kullanılan ilaçlar hastalığın belirtilerini ortadan kaldırmaya yöneliktir. Baş ağrısı için ağrı kesiciler, ateşi düşürmek için ateş düşürücüler kullanılır.

Hastanın yumuşak gıdalarla beslenmesi tavsiye edilir. Ağrının azalmasına yardım eder. Asitli gıdalardan kaçınmak gerekir. Çünkü tükrük salgısını arttırırlar. Bol miktarda su içilmelidir. C vitamini bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar.

Hasta ayrı bir odada, diğer aile üyelerinden izole edilmelidir. Yaklaşık on gün süren bir yatak istirahati tavsiye edilir.

KABAKULAKTAN KORUNMA YOLLARI

Yapılan MMR aşısı ile bu hastalıktan korunabilirsiniz. Diğer aşılarla birlike uygulamanın bir zararı yoktur. Aşının zararı yoktur. Hayati tehlikeye neden olması çok düşük bir ihtimaldir. Çocuklarda, 1-1.5 yaş arasında ve 4-5 yaşlarında olmak üzere iki kere uygulanmalıdır. Yüzde 95 oranında koruma sağlar.

Hamilelerde uygulanması yasaktır. Hatta aşı olunduktan sonra ilk üç ay hamile kalınmaması gerekir. Kanser, aids gibi bağışıklık sistemini etkileyen hastalıkları olanlar bu aşıyı yaptırmadan önce doktoruyla görüşmelidir.

Aşı bulunmadan önce menenjitin en büyük sebeplerinden biriydi. Günümüzde bu aşının yapılmasıyla artık kabakulak silinmeye başlamıştır. Görülme sıklığı, geçmiş dönemlere göre çok azalmıştır.