Tag Archives: kanamalar

SIĞIR VEBASI

Standard

Sığırların akut,  ateşli ,  bulaşıcı,  sindirim kanalı mukoz membranlarının yangılı nekrotik değişikliği ile karakterize bir hastalığıdır.

1991 yılına kadar uzun yıllar ülkemizde görülmeyen çok hızlı bulaşan ve ölüme neden olan sığır vebası hastalığı ülkemizde tekrar görülmüş ve kısa sürede Diyarbakır, Adana, Konya, Afyon ve Sakarya’da 17 mihrakta hastalık görülmüştür. 1991 yılında görülen sığır vebası salgınında körfez savaşı sonrası kontrolsüz ve kaçak hayvan girişlerinin önemli bir etken olduğu bilinmektedir. 15 Ekim 1991 tarihinde Van ve Hakkari illerinde 22 yıl aradan sonra sığır vebası hastalığının tekrar görülmesi ile başlayan mücadele 18-23 Mayıs 2003 tarihinde Paris’te yapılan Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisi (OIE) ‘nin 71nci Genel Kurulunda yapılan oylama ile önemli bir safhaya ulaştı. Türkiye sığır vebası hastalığından ari ilan edilmiştir.

Sığır vebası sığır ve mandalarda çok hızla bulaşan ve ölümle seyreden bir hastalıktır. Hastalık ölümlere neden olarak yetiştiricilere ve ülke için büyük ekonomik kayıplara neden olması yanında hastalığın görüldüğü ülkelerden her türlü ithalata yasaklamalar getirilmesi nedeniyle ülke ticareti içinde büyük engeller oluşturur. Bu nedenlerle büyük öneme sahiptir.

Hastalıktan arilik için Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisi (OIE) kurallarına göre hareket edilmiştir. OIE şu anda 162 ülkenin üye olduğu uluslararası bir kuruluştur. Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulması ve DTÖ’nün uluslararası hayvan ve hayvansal ürün ticaretinde uyulacak kurallar konusunda OIE’yi referans olarak kabul etmesi son yıllarda bu kuruluşun önemini çok arttırmıştır. OIE uluslararası hayvan ve hayvansal ürün ticaretinde uyulacak kuralların  belirlenmesi yanında ülkelerin salgın hastalıklar yönünden durumları konusunda da değerlendirmeler yapmakta ve hastalıktan ari ülkeleri ilan etmektedir. Ekim 1998′de Türkiye ilk olarak “Trakya Bölgesinin sığır vebası hastalığından geçici arilik deklerasyonunda  bulunmuş ve bu bölgede sığır vebası aşılamaları durdurulmuştur. 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren bütün ülkede sığır vebası aşılaması durdurulmuş ve Mart 1999 tarihinde Türkiye “Anadolu Bölgesinin de sığır vebası hastalığından geçici arilik deklerasyonunda bulunmuştur. 2000-2001 yıllarında ülke sığır varlığında sığır vebası virüsünün bulunmadığını doğrulamak amacıyla serolojik survey  çalışmaları yapılmıştır. Türkiye sonunda “sığır vebası hastalığından arilik” deklerasyonunda bulunmuştur. Kasım 2002 de “OIE Şap ve Diğer Epizootik Hastalıklar Komisyonunda” Türkiye’nin bu başvurusu görüşülmüştür. Ve nihayet 18-23 Mayıs 2003 tarihinde Paris’ye yapılan OIE’nin 71 . Genel Kurulunda Türkiye’nin sığır vebası hastalığından arilik başvurusu oylanarak kabul edilmiştir.

Etken

İlk defa 1899′da ülkemizde Adil bey ve M.Nicolle tarafından keşfedilmiş bir virustur. Etken Paramyxoviridea ailesinden bir morbillivirustur. Ahır koşullarında 20 saat ve açıkta 24-48 saat etkisini sürdürebilir.  Olgunlaşmış ette düşük pH nedeniyle 6 gün içerisinde virüsler ölür. Virüs enfekte hayvanların kan ve doku sıvılarında,  en yoğun olarak kemik iliği ve lenf yumrularında bulunur.

Kesim öncesi muayene bulguları

Sığır ve mandaların yüksek ateş, sindirim kanalı mukozasında erozyon ve hemorajiler, kanlı ishal ile karakterize salgın bir hastalığıdır. İnkübasyon süresi 3-9 gündür. Hastalık yüksek ateşle başlar (41-42°C). Durgunluk, iştahsızlık, ruminasyonun durması, konjunktivitis ve seröz karakterde göz ve burun akıntısı görülen semptomlardır. Daha sonra dudak, dişetleri, yanak papillaları, dilin ventral yüzeyinde ve damakta ufak sarımtrak kabarcıklar görülür. Bu lezyonlar ağıza kepek serpilmiş manzarası verir ve bu durum sığır vebası için tipiktir. Eroziv karakterdeki lezyonlar ülseratif bir hal alır ve ağızda pis bir koku hissedilir . İshalin başlaması ile beden ısısı düşer. İshal kanlıdır ve mukus ihtiva eder. Hastalıktan 6-12 gün sonra ölümler şekillenir. Bu semptomların görüldüğü akut formun yanı sıra perakut form ve subakut klinik formlara da rastlanır. Bozuklular başlıca ağız ve sindirim sistemi organlarında görülür.  Tipik olaylarda önce yüksek bir ateş  ve genel durumda bozukluk göze çarpar. Başlangıçta göz konjunktivasında yangı, mukopurlent göz yaşı ve burun akıntısı vardır. Ağızda değişik noktalarda epitel tabakasının nekrozu sonu yer yer kabarıklıklar görülür. Hastalığın ilerlemiş devresinde şiddetli ishal ile birlikte genel zayıflama vardır.

Et muayenesi bulguları

Ağız mukozasında dil ve damakta eroziv ülseratif hemorajik lezyonlar, abomasumda hemorajiler, kalın bağırsaklarda zebra çizgileri olarak tanımlanan konjesyon ve hemorajiler sığır vebası için tipik et muayenesi  bulgularıdır. Alt dudağın mukozasında ve diş etlerinde,  devrelerine göre erozyonlar görülür. Abomasus’un mukozasında özellikle pylorus bölgesi yangılı ve tuğla kırmızısı veya koyu kırmızı renk almıştır. Küçük kırmızı nokta şeklinde kanamalar mevcuttur. Mukozanın kıvrımları arasında nekroze olmuş epitelden oluşan kabarık beyaz lekeler görülür. Mezenterial lenf yumruları büyümüş ve hemorajiktir. Endokart altında kanamalar vardır.Lenf yumruları ödematöz ve hemorajik olup payer plaklarında nekrotik odaklar görülür.

Marazi madde seçimi ve gönderme şekli

Ateşli dönemde hasta hayvanlardan alınan defibrine kan örnekleri buz içinde laboratuvara gönderilir. Antikoagülan madde olarak tercihen EDTA kullanılmalıdır veya cam boncuklu şişeler içinde çalkalanarak defibrine edilmelidir. Öldürülen hayvanlarda mezenteriyal lenf yumrusu ve dalak buz veya termos içinde acele laboratuvara gönderilmelidir. Histopatolojik muayeneler için tonsil, dil ve dudak %10 formol içinde gönderilmelidir.

Hasta sığırlardan teşhis için laboratuvara gönderilen marazi madde dondurulmamalıdır. Ölmüş hayvanlardan marazi madde alınmamalıdır. İshal başlamış hayvandan kan gönderilmemelidir.

Sığır vebasında etler hakkında karar

Hastalığın tam ve bir kısım semptomlarını gösterenlerle ve vücut ısısı 39.8°C’nin üstünde olanla hayvanların kan dahil olmak üzere etlerle beraber bütün aksamları imha edilir. Sığır vebası hastalığının kombina, mezbaha ve kesim yerlerindeki sığırlarda çıkması durumunda hastalar ve hastalıktan şüpheliler tazminatlı olarak öldürülür ve imha edilir. Diğer manda ve sığırlar kestirilerek, iç organlar ve baş imha edilir, deri ve tırnakları iyi bir şekilde dezenfekte yapılarak serbest bırakılır. Etlerin ise tüketimine müsaade edilir. Vebalı sığır etlerinin insanlarda şimdiye kadar sağlık ile ilgili bir zararı görülmemiştir. İmha edilmesi hastalığın yayılmasını önlemek için alınan bir tedbirdir.

KUDUZ (RABİES)

Standard

Etken

Etkeni neurotrop,  filtreden geçebilen yuvarlak ve merkezi sinir sistemine yerleşen Rhabdoviridae ailesinden Lyssavirus’tur. 52- 58°C’de 30 dakikada ve 80°C’de 2 dakikada ölürler.

Kesim öncesi muayene bulguları

Tüm sıcak kanlı hayvanlarda görülür. Soğuk kanlı hayvanlar (yılan, timsah, kurbağa) vücutlarında virüsü taşımalarına rağmen hastalığa yakalanmazlar. 5-8 gün içinde ölüm görülür. Bulaşma, virüsün kuduz hayvanın salyasında olduğu dönemde başka bir hayvanı ısırmasıyla olur. Virüs sağlam deriden organizmaya giremez. Klinik belirtiler bütün hayvanlarda aynı olmasına rağmen bazı ufak farklılıklar vardır. Kuduz hayvanın ısırmasını izleyen 14-90 gün içinde hastalık 2-3 gün süren sakin kuduz dönemi ile başlar. Bu dönemde hareketlerde, huyda değişiklikler ve allotriofaji görülür. Daha sonra 3-4 gün süren hayvanın eksitasyonu, sese ve ışığa karşı duyarlılığının gözlendiği saldırgan dönemle devam eder. 2-3 gün süren ve hayvanın ölümü ile sonuçlanan paralitik devrede çenedeki felçten dolayı ağız kapanmaz, devamlı salya akar, su ve yiyecek alamayan hayvan zayıflayarak ölür.

Marazi madde seçimi ve gönderme şekli

Eğer şartlar uygunsa kafatası açıldıktan sonra beynin yarısı %50 gliserinli tuzlu su diğer yarısı %10 formol içinde gönderilmelidir. Otopsi yapma olanağı yoksa ; yakın mesafelerde baş iç içe yerleştirilmiş 2-3 naylon torba içerisinde elden gönderilir. Uzak mesafelerden gönderilecek baş bolca tuzlanarak bir naylon torbaya konulmalı ve ağzı lehimli buz dolu bir teneke içinde gönderilmelidir

Et muayenesi bulguları

Genellikle kuduza özgü mikroskobik belirtiler yoktur. Bağırsaklarda gastroenteritis,  mukozalarda kanamalar, karaciğer,  dalak ve böbreklerde hiperemi, idrar kesesinin boş olması genel belirtiler olarak sayılabilir. İlerlemiş olaylarda beynin cornu ammonis bölgesinde negri cisimciğinin görülmesi teşhis için en emin yoldur.

Etler hakkında karar

Ayakta muayenede kuduz teşhis edilen hayvanların kesimi yasaktır. Kesimden sonra kuduz teşhis edilirse kan dahil vücut imha edilir. Kuduza yakalanmış olan hayvanlar ile,  şüpheli olanların kesilmeleri etlerinin,  sütlerinin ve diğer kısımlarının tüketilmesi yasaktır. Kuduz hastalığına  yakalanmış hayvanlar tarafından ısırılan hayvanlar tazminatsız olarak öldürülür ve imha edilir.

HSZY (Kuduz Hastalığı) Madde 119 – Kuduz hastalığı çıktığını haber alan hükümet veteriner hekimi derhal hastanın bulunduğu yere gider ve hastalık çıkış raporu düzenler. Hayvan sağlık zabıtası komisyonu hastalık çıkış kararını alır ve ilan eder.

a)        Kuduz hastalığına yakalanmış ve kuduz hayvan tarafından ısırılan hayvanlar tazminatsız olarak öldürülür ve imha edilir. Ancak,  kuduz hayvan tarafından ısırılan hayvanların sahipleri öldürülmelerine rıza göstermez ise,  en geç 5 gün içinde kuduz aşısı ile tedavi altına alınmak şartıyla,  hayvan nev’ilerine göre  bu Yönetmelikte belirtilen karantina süresince masrafları hayvan sahibine ait olmak üzere karantinaya alınır. Hükümet veteriner hekimi gerekli kontrolu yapmakla yükümlüdür.

b)       Kuduz hastalığına yakalanmış hayvan,  insanları da ısırmış ise hükümet veteriner hekimi durumdan mahalli sağlık teşkilatını haberdar etmekle yükümlüdür. Isırma olayı mevcut olmasa bile il veya ilçe müdürlüklerinin hayvanlarda kuduz hastalığının çıktığını sağlık teşkilatına bildirmesi zorunludur.

c)        Kuduz hastalığı çıkan yerdeki sahipsiz ve başıboş köpekler köylerde muhtar ve ihtiyar heyetince,  kasaba ve şehirlerde belediye zabıtasınca tazminatsız olarak öldürülür ve imha edilir.

d)       Kuduz hastalığının bulaşmasından şüphe edilen hayvanlar da tazminatsız olarak öldürülür ve imha edilir. Sahipleri öldürülmelerine rıza göstermez ise en geç 5 gün içinde kuduz aşısı ile tedavi altına alınarak et yiyenler,  tek tırnaklılar ve sığırlar altı ay; koyun,  keçi,  domuz ve kanatlılar üç ay masrafları sahibine ait olmak üzere karantinaya alınır. Hükümet veteriner hekimi gerekli   kontrolu yapmakla yükümlüdür.

e)        Kuduz hastalığından şüphe edilen hayvanlar şehir ve kasabalarda belediyeler,  köylerde muhtarlıklar tarafından yaptırılan kapalı yerlerde 10 gün müddetle müşahedeye alınır. Müşahede sonunda kuduz hastalığının belirtisini göstermeyen hayvanlar hastalıksız sayılır. Müşahede masrafları sahibine aittir.

f)        Kuduz hastalığına yakalanmış veya hastalıktan şüpheli bir köpek müşahede  yerinden kaçar ve bulunamaz ise o mıntıkanın on kilometrelik çevresindeki sahipsiz ve başıboş köpekler öldürülür ve imha edilir. Sahipli köpekler zincire bağlanır. Çoban köpekleri sürülerin bulunduğu yerde serbest bırakılır.

g)       Sahipli kedi ve köpeklerin kuduz hastalığına karşı aşılanması mecburidir. Şehirlerde belediyelerce,  köylerde muhtarlıklarca sahipli köpek ve kedilerin kaydı tutulur. Bu kayıtlar hükümet veteriner hekimince denetlenir. Köpekler üç  aylık kediler altı aylık olduklarında ilk defa aşılanırlar. Her yıl aşı tekrarlanır. Aşılanan hayvanlar için aşı belgesi düzenlenir. Belgesizler öldürülür ve imha edilir.

h)       Kuduz hastalığından veya bulaşmadan şüphe edilen hayvanların bulundukları yerin dışına çıkarılmasına izin verilmez. Bu hayvanların kesilmesi ve etlerinin tüketilmesi yasaktır,  sütleri imha edilir.

i)         Belediyeler ve köy muhtarlıkları kuduz hastalığından veya bulaşmadan şüpheli hayvanların müşahedeye alınabilecekleri yeri temin etmek zorundadır.

j)         Kuduz hastalığına yakalanmış veya hastalıktan şüpheli hayvanların kadavraları,  derileri ile birlikte imha edilir.

k)       Kuduz hastalığının kesin teşhisi için,  hastalığa el koyan veterinerlikçe ölen veya öldürülen hayvanın başı bolca tuzlanıp,  plastik torbaya sardırılır. Teneke kutu içerisinde veya tahta kutuda laboratuara gönderilir. Ambalaj üzerine kuduz kelimesinin belli olacak şekilde yazılması zorunludur.

l)         Kuduz veya kuduz hastalığından şüphe edilen hayvan tarafından ısırılan hayvanlara beş gün içinde küratif aşı,  tarifnamesine göre yapılır.

m)      Kuduz hastalığı sebebi ile konulan karantina tedbirleri hastalığa yakalanan hayvan; et yiyen,  tek tırnaklı ve sığır ise altı ay sonra; koyun,  keçi,  domuz ve kanatlılarda üç ay sonra dezenfeksiyon yapılarak kaldırılır.

n)       Kuduz hastalığı ile mücadele ilgili bakanlıklarla yapılacak müşterek çalışma esasları düzenlenecek protokollerle belirlenir.

SALMONELLA (SALMONELLOSE )

Standard

Salmonellloz adı altında Salmonella grubu bakterileri tarafından oluşturulan,  septisemi belirtileriyle veya subakut  ve kronik mide-bağırsak yangısıyla seyreden hastalıklar anlaşılır.

Etken

Enterobacteriaceae familyasında yer alan insan ve hayvanlar için patojenik olan mikroorganizmalardan salmonella’lar doğada çok yaygındır. Ülkemizde de sık olarak görülür. Salmonella’lar sporsuz,  kapsülsüz, gram negatif çomakçıklardır. S.pullorum ve gallinarum hariç hareketlidirler. Genelde laktoz negatiftir. İlk olarak 1888′de August Gartner tarafından tanımlanmıştır.

Kesim öncesi muayene bulguları

Dana ve sığırlarda salmonelloza en çok S.typhimurium,  S.dublin,  S.enteritis ve S.anatum neden olmaktadır. Yetişkin sığırlarda akut enfeksiyonda vücut ısısı yükselir. Süt verimi düşer ishal başlar. 24 saat içinde ishal dizanteriye dönüşür ve beden ısısı normalin altına düşer. Hayvanlarda halsizlik solunum güçlüğü ve bazende eklemlerde yangı görülebilir. Letalite %25-30′dur.

Et muayenesi bulguları

Et muayenesinde görülen bozukluklar ve değişiklik karakteristik değildir. Hastalıkta sindirim yolları ve bağırsak mukozası kızarmış ve şişkindir. Bağırsakta kanamalar görülür. Bağırsak içeriği kanlıdır. Mesenterik lenf yumruları ödemli ve hemorajiktir. Dalağa yapılan kesitte,  kesit yüzünün sert olduğu ve frenk üzümü renginde olduğu görülür. Ayakta ve kesim sonrası muayeneler kesin teşhis için yeterli değildir. Teşhis bakteriyolojik muayenelere dayandırılmalıdır.

Etler hakkında karar

Etlerde veya iç organlarda salmonella bakterileri varsa ve bunlar az miktarda olsalar dahi süratle çoğalarak bu eti yiyen insanların zehirlenmesine neden olurlar. Bu nedenle ette ve lenf yumrularında salmonella bakterileri bulunursa , et imha edilmelidir.

 

LEPTOSPİROSİS

Standard

Leptospirosis sığır, koyun, keçi, domuz, at, köpek ve insanlarda görülen zoonoz bir hastalıktır. Hastalık, akut, subakut ve kronik seyirli olabilir. Bulaşma çiftleşme ile, inhalasyon ile, mikroplu materyalle direk temas ile, bulaşık su, yem, süt vs.’ nin sindirim yolu ile alınması sonucu meydana gelir. Bulaşma kongenital olabildiği gibi kan emici artropotlar ve rezervuar hayvanlar aracılığı ile de olabilmektedir. Başlıca klinik belirtileri ateş,  septisemi,  sarılık,  hemolitik anemi ve aborttur.

Hastalık yüksek ateşle başlar. Bu dönemde leptospiralar kanda bulunur. Sonraki dönemde böbreklere ve karaciğere yerleşir. Buna bağlı olarak sarılık, hemoglobinüri görülür. Ayrıca anemi, abortus ve mastitiste oluşabilir. Bazı hayvanlarda leptospiral meningitis ve nekrotik dermatitis oluşur. Kulaklar ve inguinal bölge  derisi kabuklanır ve kuru bir görünüm alır.

Etken

Sığırlarda genellikle leptospira pomona‘dır. Suda,  rutubetli zeminde ve hayvanların iç organların iç organlarında uzun süre canlı kalabilir. Kuraklığa karşı dayanıksızdır. Etkenler rutubetli yerlerde 180 gün kadar yaşayabildiği halde kurutulmuş toprakta 30 dakikada ölürler. Yüzlek sularda uzun süre yaşayabilirler. 50°C’de 10 dakikada 60°C’de ise 10 saniyede ölürler.

Et muayenesi bulguları

Kesimden sonra yapılan muayenede tipik olan vakalarda özellikle yutak,  boyun ve göğüs bölgelerinde,  deri altında,  ayrıca mezenterium ve perineal bağ dokusunda ve epikard altında kırmızımtırak,  seröz ve jelatin benzeri sıvı toplanması görülür. Karaciğer çok defa büyümüştür,  koyu sarı bir renktedir. Safra kesesi koyu ve yapışkan bir safrayla doludur. Böbrekler koyu esmer ve bazen de siyah bir renk göstermekle beraber aynı zamanda birçok hemorajiler vardır. Böbreklerde değişiklik özellikle kortikal bölgede olup  burada nekrotik odaklar görülür. İdrar kesesi hemoglobinli (kırmızı) bir idrar taşır. Sindirim sisteminde akut kataral gastroenteritis lezyonları ve bazı vakalarda hemorajik enterit bulunur. Perakut şekillerde özellikle perikard’ta,  dalakta büyümüş olan lenfatik bezlerde kanamalar görülmesi karakteristiktir. Myokard’da parankimatöz dejenerasyon vardır. Dalak çok defa büyümemiştir. Deri altında ikterus dikkat çeker.

Anemi, sarılık, subseröz ve submukoz hemorajiler, böbreklerde büyüme, kapsulası altında nekrotik odaklar, iç organlarda (karaciğer, böbrek, kalp, akciğer, bağırsak) kanamalar dikkati çeker. İdrar kesesinde kırmızı renkli bir idrar vardır.

Marazi madde seçimi ve gönderme şekli

Şüpheli hayvanlardan kan serumu gönderilir. Kan serumu hemolizsiz olmalıdır. Ayrıca kan serumuna mümkünse 1/10000 oranında koruyucu olarak mertiolat katılması uygundur. Kan serumu hasta hayvanlardan olmak üzere hastalığın başlangıcından en az 2 hafta sonra ve antibiyotik kullanılmadan evvel alınmalıdır. Ateşli devrede (Leptospiraemia döneminde, genellikle 7-10 gün ) aseptik koşullarda alınan defibrine kan, leptospiruria döneminde (hastalığın 2.haftasındaki periyot) aseptik koşullarda ve sonda ile alınan idrar gönderilebilir. Ölen hayvanlardan ise idrar kesesinden steril şırınga ile çekilen idrar, böbrek, karaciğer, serebrospinal sıvı, beyin, atık fetus ve süt marazi madde olarak gönderilebilir. Organ örnekleri laboratuvara en fazla 6 saat içinde ulaştırılmalı, histopatolojik muayeneler için %10 formollu tuzlu su içinde gönderilmelidir.

Etler hakkında karar

Kesimden sonra yapılan muayenelerde  leptospirosis teşhis edildiği zaman etler hakkında karar aşağıdaki şekillerde karar verilir:

a.Gövde ve organlarda şiddetli ikterle beraber patolojik bozukluklar varsa etler imha edilmelidir.

b.Eğer patolojik bozukluklar çok hafifse,  etler ancak sterilize edildikten sonra verilmesi uygundur.

TETANOZ

Standard

Başlıca koyun ve atlarda  nadiren doğum sonrası dönemde sığır ve domuzlarda İstemli kasların spazmodik kontraksyonu ile karakterize , akut öldürücü bir hastalıktır.

Etken

Cl.tetani‘dir. Anaerob,  gram pozitif, sporları yuvarlak olup uçta yerleşmiştir. Etken direkt güneş ışığında 18 saatte yok olur. Buna karşın sporları toprakta yıllarca enfeksiyon yapabilme yeteneklerini muhafaza ederler. Tetanozlu etler insan sağlığına zararlı değildir. Tetanoz toksini sağlam sindirim mukozası tarafından absorbe edilmez. Toksin 65°C’de 5 dakikada tahrip olur. Direkt güneş ışığı 15 saat içinde toksini tahrip eder. Cl.tetani‘nin vegetatif formu diğer bakteriler kadar dayanıklıdır. Fakat sporları çok dayanıklı olup 100°C’de(kaynayan suda) 40-60 dakika da 105°C’de 3-25 dakika içinde,  %5 fenol çözeltisinde ise 30 dakikada ölür.

Kesim öncesi muayene bulguları

Tetanoz ancak kesim öncesi canlı muayene ile teşhis edilir. Kesim sonrası bu hastalığa özgü bir semptom hemen hemen hiç görülmez. Sinir sistemi merkezlerinde özellikle omurilikte hiperemi ve kanamalar görülürse de bu semptom başka hastalıklarda da görülür.  Sığırlarda hastalık boyun bölgesinden başlayarak, diğer kas gruplarına doğru yayılan  kas spazmları ile karakterizedir. Hayvanlarda yürüyüş tutuk ve eklemler tam olarak  bükülemediğinden  adımlar diktir. Vücut gergin,  baş ileriye uzanmış  halde ve ilerlemiş olaylarda çene kilitlenmiş durumdadır. Kuzularda; klinik bulgular kastrasyon ve kuyruk kesimini izleyen ikinci haftada ortaya çıkar, yatar, başı geriye bükülür.Koyunlarda ise baş tamamen geriye atılmış durumda hayvan yatar haldedir.

Et muayenesi bulguları

Hemen bütün tetanoz olaylarında kalp kasında yağ dejenerasyonu bulunur. Daha çok akciğerlerde hiperemi ve ödem,  serozalarda ve mukozalarda kanamalar ve kanın koyu renkte olmasıyla beraber iyi pıhtılaşmadığı görülür.

Marazi madde seçimi ve gönderme şekli

Steril şişelerde kan serumu, yara akıntısı ve sızıntısı, %50 gliserinli fizyolojik tuzlu su içinde yaradan alınan materyal en kısa zamanda laboratuvara gönderilir.

Etler hakkında karar

Tetanoz’da hayvanın vücudunun kan da dahil olduğu halde bütün kısmı imha edilir.

 

BRUSELLOZ (BRUCELLA)

Standard

Sığır, koyun, keçi ve domuzlarda özellikle testis, meme ,uterus gibi genital organlara yerleşerek yavru atmalara ve infertiliteye neden olan kronik,infeksiyöz, nekrotik ve yangısal enfeksiyonlara yol açan önemli bir zoonozdur. Bütün dünyada yaygın süt ineklerinde prevalansı yüksektir. Evcil hayvanlarda Bulaşıcı yavru atma hastalığı olarak bilinen hastalık, insanlarda Dalgalı hummaBang hastalığı,Malta humması ve Akdeniz humması olarak da bilinmektedir

Etken

Brucella cinsi içinde B.melitensis, abortus, suis, ovis canis olmak üzere değişik türleri vardır. Gram negatif, sporsuz, 0.5 x 1 mikron boyutlarındadır.  Bütün brucella tipleri pastörizasyon ısısında 10-15 dakikada ölürler. Altı türü bulunan Brucella grubu mikroorganizmalardan Brucella melitensisBrucella abortus ve Brucella suis halk sağlığı yönünden büyük önem taşır. B. melitensis başlıca koyun ve keçileri etkilemekle birlikte sığır ve köpekleri de enfekte edebilir. Kırsal kesimde insanların bu hayvanlarla yakın teması ve koyun-keçi sütünün geleneksel tüketim şekli nedeniyle koyun-keçi brusellozisi (B.melitensis) ülkemizde insan sağlığına olumsuz etkisi bakımından daha büyük öneme sahiptir. B. melitensis’in 3 biyotipi bulunur. B. abortus, sığırlarda enfeksiyon oluşturur, fakat manda, deve, geyik, at, koyun, köpek, domuz ve insanlara da bulaşır. İnsanlar için patojenitesi bakımından B. suis’ten sonra gelir. B. abortus’un 7 biyotipi vardır.

B. suis, başlıca domuzlarda enfeksiyon oluşturur, ancak ren geyikleri, sığır, manda ve diğer bazı yabani hayvanlarda enfeksiyon oluşturduğu tespit edilmiştir. B. melitensis’ten sonra insan için en patojenik türdür. B. suis’in 5 biyotipi vardır.

Brucella grubu mikroorganizmalar genellikle konakçı hayvan dışında çoğalmazlar. Fakat ortamın ısı, nem ve asitlik değerlerine bağlı olarak değişik sürelerde canlılıklarını sürdürürler. Brucella mikroorganizmaları direkt güneş ışığı, dezenfektanlar, pastörizasyon ve kuru şartlara duyarlıdır. Güneş ışığında 1-12 saatte, 60 0C’de 10 dakikada, 1000C’de hemen ölürler. Çeşme suyunda 4-80C’de birkaç ay, 00C’de 2.5 yıl, dondurulmuş dokularda birkaç yıl, nemli toprakta 60 gün ve 200C’de % 40 nemli ortamda 144 gün canlı kalabilirler. İdrarda 30 gün, atık fötuslarda en az 75 gün ve uterus akıntılarında 200 günden fazla canlı kalabilir. Enfekte dışkı materyali ile bulaşık altlıkta 56-610C’lerde 4.5 saatte tahrip olur. Çiğ sütten yapılan tuzsuz krema yağında buzdolabında 142 gün, %10 tuz içeren salamura peynirde 45 gün, %17 tuz içerende ise 1 ay canlı kalır. Etin normal dinlendirilmesi süresince oluşan pH değişikliği (asitlik) ette bulunabilecek Brucella mikroorganizmalarını öldürmeye yeterlidir.

Kesim öncesi muayene bulguları

Retikulo-histositer bir hastalıktır. Belli organ ile dokularda yerleşir. Hastalık kendini yavru atma ile gösterir. Erkeklerde testis yangısı görülür.

Et muayenesi bulguları

Et ve iç organlarda belirtileri karakteristik değildir. Hastalık kendini yavru atma ile belli eder. Yavru keselerinde sarı, peltemsi infiltrasyon vardır. Gebe ineklerde uterus mukozası ve chorion arasında kirli boz renkte irin kitlesi ile birlikte müköz veya koyu sulu kıvamda bir eksudat bulunur.  Erkeklerde genital organlarda kanamalar ve nekrotik odaklar görülebilir. Testis ve epididimis dokusunda fındık büyüklüğünde nekrotik ve irinli odaklar bulunabilir.

Bruselloz’lu etler hakkında karar

Bruselloza tutulan veya bu hastalıktan yahut da bulaşmadan şüpheli bulunan sığırların etleri hakkında aşağıdaki şekilde karar verilir.

a)-Özellikle  ateş görülen devirlerde hastalığın etkeni kanda bulunduğundan, bu vakalarda hayvanlar öldürülerek imha edilir. Çünkü brusellanın kesme ve yüzme esnasında insanlara geçmesi olasıdır. Ateş göstermediği halde yalnız serolojik muayene ile hastalık olduğu anlaşılan hayvanlar kesildikten sonra etleri şarta tabi tutulur. Kavurma yapılarak tüketimine izin verilir. Ancak iç organlar ile meme ve cinsel organlar tamamen imha edilir.

b)-Bruselloz teşhis edilen koyun ve keçi etlerinde, eğer enfeksiyon akut devrede ise ve hayvanlarda ateş varsa hayvanlar kesilmeden öldürülüp imha edilir. Bunun dışındaki ateş göstermeyen hayvanların etleri, şarta tabi tutulur, kavurma yapılarak tüketimine izin verilir. Ancak uterus , meme, testis, dalak, böbrek, karaciğer gibi bütün iç organlar imha edilir. Bu hayvanların derileri mutlaka iyi bir şekilde dezenfekte edilir.

HSZY.( Sığır Brusellozu) Madde 114 – İneklerde yavru atma şeklinde hastalık görüldüğünde ilgililerce mülki makamlara veya Bakanlık il ve ilçe müdürlüğüne bildirilir. Hükümet veteriner hekimi hastalık çıkan yerde gerekli muayeneyi yapar ve laboratuar raporuna  istinaden hastalık çıkış raporunu düzenler. Hayvan sağlık zabıtası komisyonu  hastalık çıkış kararı alır ve ilan eder.

a)        Yavru atan inekler ayrı bir yerde muhafaza altına alınır ve laboratuara talimatnamesine göre marazi madde gönderilir.

b)       Hasta ve hastalıktan şüpheli hayvanlarla bir arada bulunan diğer bütün sığırlar bulaşmadan şüpheli olarak talimatnamesine göre hükümet veteriner hekimince muayene edilir.

c)        laboratuar muayenesi neticesinde bruselloz hastalığına yakalandıkları anlaşılan hayvanlar ile bunların ait oldukları sürülerdeki,  köy,  ahır yahut meradaki bütün hayvanlar hastalıktan şüpheli olarak müşahadeye alınır. Altı ayda  bir kan serumu veya sütlerinin serolojik muayenesi yapılır. Bir yıl içinde hiç  bir yavru atma olayı görülmez ve son iki altı aylık kan serumları menfi bulunur ise bu hayvanlar hastalıksız sayılır.

d)       laboratuar muayenesi sonucunda bruselloz hastalığına yakalandığı anlaşılan damızlık boğalar dışındaki sığırlar tazminatlı olarak kestirilir. Et ve sakatatı hakkında Yönetmelik ve Etlerin Teftiş Talimatına göre işlem yapılır.

e)        Damızlık olarak kullanılan boğaların altı ay ara ile üç defa kan serumlarının muayene ettirilmesi zorunludur. laboratuar muayenesi sonucu hastalık tespit edilen boğalar damızlıkta kullanılmaz; kastre edilir.

f)        Hastalık çıkan sürülerde bir yaşından aşağı sığırlar ayrılıp ayrı bir sürü meydana getirilir. Mümkün olmadığı hallerde hastalıksız hayvanlarla bir arada bulundurulur.

g)       Hastalıklı ve bulaşmadan şüpheli inekler ayrı yerlerde muhafaza edilir ve bu sürülerin sağımı,  sağlam hayvanlardan ayrı olarak ayrı kişiler ve vasıtalarla yapılır. Sütlerin birbirine karıştırılması yasaktır. laboratuar muayenesinde sütlerinde mikrop bulunan ineklerin sütleri imha edilir. Mikrop bulunmayan sütlerin kaynatılarak veya pastörize edilerek yahut yoğurt olarak tüketimine izin  verilir. Hastalıklı ineklerin sağımı sırasında sütlerinin yerlere ve çevreye dökülmesine müsaade edilmez. Buzağı ve danaların hastalıklı ineklerin sütünü emmesi önlenir.

h)       Hastalık çıkan sürülerdeki ineklerin doğumları bu iş için ayrılan yerde  yaptırılır. Doğumdan sonra vajen akıntıları bitinceye kadar aynı yerde bırakılır. Sonra arka kısımlar ve ayakları dezenfekte edilerek doğum yaptığı yerden çıkarılır ve geldiği sürüye katılır.

i)         Bruselloz hastalığına yakalanmış hayvanlardan çok zayıf olanlarının etleri kesildikten sonra imha edilir. Diğer etler hakkında Yönetmeliğe ve Etlerin Teftiş Talimatına göre işlem yapılır.

j)         Bruselloz hastalığı mücadelesinde bu Yönetmelikte yer almayan konularda  Brusellosis Mücadele Talimatnamesine göre işlem yapılır.

k)       Brusellozda karantina hastalık çıkan ahır veya yerle sınırlıdır. Bruselloz tespit edilen yerde bir yıl içinde hiçbir yavru atma olayı görülmez ve son  iki altı aylık kan muayeneleri menfi bulunur ise,  bu yerdeki hayvanlar hastalıksız sayılır. Dezenfeksiyondan sonra karantina tedbirleri kaldırılır.

l)         Bruselloz hastalığı ile ilgili aşılama programı ve kullanılacak aşı Bakanlıkça belirlenir. Bruselloz aşısı tatbik olunan hayvanlar verilen talimata göre işaretlenir.

m)      Ticari amaçla süt inekçiliği yapan işletmelerin bruselloz hastalığı bakımından muayene ve kontrolleri Bakanlıkça verilen talimata göre yapılır.

Koyun ve Keçi Brusellozu Hastalığı

HSZY. Madde 115 – Koyun ve keçilerde laboratuar raporuna istinaden bruselloz hastalığı tespit edildiğinde veteriner hekim hastalık çıkış raporu düzenler. Hayvan sağlık zabıtası komisyonu hastalık çıkış kararı alır ve ilan eder.

a)        Yavru atan hayvanlar sağlamlardan ayrılır. Hastalık çıkan sürünün sütlerinin kaynatıldıktan sonra tüketimine izin verilir.

b)       Hastalığın sağlamlara bulaşmasını önlemek için atık yavru zarları yakılıp imha edilir. Ahır ve ağıllarda dezenfeksiyon yapılır.

c)        Hastalık bulaşma ihtimali olan hastalıksız koyun ve keçilere,  prospektüsünde yazılı şartlara dikkat edilerek,  aşı yapılır. Aşı yapılan hayvanlar işaretlenir.

d)       Karantinaya alınan hastalıklı bölgeye çift tırnaklı hayvanların girmesi  yasaklanır.

e)        Koyun ve keçilerde bruselloz hastalığı ile mücadele etmek için Bakanlıkça hazırlanacak program ve projelere göre koyun,  keçi,  kuzu ve oğlaklara aşı uygulanır. Kuzu ve oğlak aşılamalarına ertesi yıllarda da devam edilir.

f)        Bruselloz hastalığı çıkan koyun ve keçi sürülerindeki koç ve tekeler enenir ve damızlıktan çıkarılır.

g)       Koyun ve keçilerde çıkan bruselloz hastalığı sebebiyle alınan karantina tedbirleri hastalık çıkan ağıl veya yerle sınırlıdır. Son yavru atmadan otuz gün sonra dezenfeksiyon yapılarak karantina tedbirleri kaldırılır.

 

ANTHRAX (ŞARBON)

Standard

Bilinen en eski zoonoz hastalıklardan birisidir. Bütün türler duyarlı olmasına rağmen sığır ve koyunlarda en yaygındır. İnfeksiyon, vücut ısısının yükselmesi, dalağın şişmesi, kanın katran gibi koyu renk alması ve pıhtılaşmaması, deri altı ve subseröz dokularda sero-hemorajik infiltrasyonların oluşması ile karakterizedir. Yurdumuzun her bölgesinde ve her mevsimde ortaya çıkar. Halk arasında hayvanlarda “DALAK veya ŞARBON” , insanlarda “KARAÇIBAN ve KASAP ÇIBANI” olarak bilinmektedir.

Hastalık insanlarda, deri şarbonu, akciğer şarbonu ve ender olarak görülen bağırsak şarbonu olarak üç ayrı şekilde görülür.

Deri şarbonu; papül, vezikül ve püstülle karakterize üzerinde siyah bir kabuk bulunan nekrotik ülserler şeklinde görülebileceği gibi, bağ dokusu, boyun, göğüs ve göz kapaklarının deri altı dokusunda ödemler ve bu ödemli alanın üstünde vesikülle karakterize bir şekilde de görülebilmektedir.

Akciğer şarbonu; özellikle hayvan yünleri ve kıllarıyla uğraşanların sporları solumasıyla meydana gelmektedir. Ağır bir hemorajik bronko-pnömoni ile karakterizedir.

Bağırsak şarbonu; genel durum bozukluğu ve şiddetli bir gastro-enteritis ile karakterizedir. Tanı koymak güç olduğundan dolayı kurtuluşu yok gibidir. Bu klinik formların birisinde etken kana karışıp septisemi yaparsa hastalık öldürücü bir hal alır. Menenjitin de görüldüğü vakalar mevcuttur.

Etken

Hastalığın etkeni, Bacillus antracis, sporlanarak çoğalan bir bakteridir. B. antracis, 55 – 60 oC’ de 10-15 dk.’ da inaktif hale gelirken, sporları toprakta, merada ve sularda 50-60 yıl canlı kalabildiği gibi, fiziksel ve kimyasal etkilere karşı çok dayanıklıdır. Nemli ısıda, 121oC’ de 15 dk’ da, kuru ısıda 160 oC’ de 60 dk.’ da ölürler. Antraks sporları, %0.1 sublime içinde 70 saat, %4 potasyum permanganatta 15 dk., %3 formolde 3-4 gün ve %5 fenolde 2-40 gün canlılığını koruyabilmektedir. Kurutulmuş halde sporların yıllar boyu saklanması olasıdır.  Sporlar mide sıvısından etkilenmez.

Kesim öncesi muayene bulguları

Hasta hayvanların beden ısıları yüksektir. Kanlı diare, koyu renkli dışkı, burun ağız ve vulvadan koagule olmayan kan akar. Hastalık genellikle 3-5 gün içinde ölümle sonlanır. Hastalık perakut,  akut ve subakut seyredebilir. Kronik forma sahip değildir. Perakut olaylarda hiçbir semptom göstermeden 1-4 saat içinde ölüm gözlenir. Ölmeden önce ağız,  burun,  anüs ve vulvadan kan gelir. Şüpheli hayvanlardan kulak içi venasından veya kuyruk venasından alınan kandan hazırlanan sürme preperatta tipik etkenler görülebilir.

Et muayenesi bulguları

Kesimi yasak hastalıktır. Yinede bilmeden kesim yapılırsa deri altı subseröz dokularında,  kaslar arasında sarı peltemsi sızıntılar, irin veya yaygın kanamalar görülür. Dalak normal durumunun 2-6 katı kadar büyümüştür. Kesildiği zaman dokusu çamur kıvamında, katran görünümündedir. Kan katran renginde olup çoğunlukla pıhtılaşmaz veya geç pıhtılaşır. Çoğunlukla hemorajik bağırsak yangısı vardır. Bütün organlarda hemorajiler,  karaciğer,  kalp ve böbrek parankiminde dejenerasyonlar görülür. Lenf yumrularında hiperemi ve kanamalar bulunur. Ölüm sertliği şekillenmez. Vücut boşluklarında kanlı seröz sızıntı vardır.

Ayırıcı tanı

Antraks sığır pastörellozu, yanıkara, septisemi, piroplazmozis ve leukoz ile karıştırılabilir. Piroplazmozis’de ikterus vardır. Dalakta büyüme gözlenmesine karşın, dalak pulpası serttir ve kan pıhtılaşır. Buna ilaveten  idrar  kırmızı- kahverengidir. Yanıkarada da dalakta büyüme gözlenmesine karşılık, dalak pulpası çamur kıvamında değildir. Şüpheli durumlarda laboratuvar  muayenesi ile kesin teşhis konulur.

Etler hakkında karar

Antraks’lı hayvanların veya bu hastalıktan şüpheli olanların kesimi,  etlerinin veya bütün diğer kısımlarının tüketime sunulması kesin olarak yasaktır. Bu hastalıktan ölmüş hayvanların kadavraları,  et,  deri,  iç organlar,  boynuz, tırnak ve diğer bütün kısımları imha edilir.

HSZY. Madde 109 – Bir yerde şarbon hastalığının çıktığını haber alan hükümet veteriner hekimi hastalık bölgesine geldiğinde hastaları ayırır ve sağlam hayvanlardan ayrı bir yerde muhafaza altına alır. Hayvan sağlık zabıtası komisyonu  kurulur. Komisyon hükümet veteriner hekiminin hastalık raporuna göre hastalık çıkış kararı alır ve hastalığı ilan eder.

a)        Hayvan sağlık zabıtası komisyonu kararına göre tespit edilen hastalıklı  bölgenin giriş ve çıkış yerlerine “şarbon hastalığı vardır” levhaları dikilir.

b)       Şarbon hastalığından ölen hayvanlar mümkünse yakılarak imha edilir veya iki metre derinliğindeki çukurlara,  üzerlerine sönmemiş kireç dökülerek,  derileri ile birlikte gömülür. Hastalıktan ölen hayvanlara ait maddelerin çevreyi bulaştırmaması için hükümet veteriner hekimi gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.

c)        Hasta ve hastalıktan şüpheli hayvanların yem ve su kapları bulundukları  yerden dışarı çıkarılamaz ve diğer hayvanlar için kullanılmaz. Hasta ve hastalıktan şüpheli hayvanların bulunduğu yere çıplak ayakla girilmez. Hayvan bakıcılarının ellerinde ve açık yerlerinde yara bulunmamalıdır.

d)       Hasta ve hastalıktan şüpheli hayvanların kesilmesi ve etlerinin tüketilmesi yasaktır. Deri,  kıl,  yapağı,  boynuz ve tırnaklarına el konulur ve imha edilir.

e)        Hasta ve bulaşmadan şüpheli hayvanların sütü,  yapağı ve kılları imha edilir.

f)        Şarbon hastalığı yoldaki sürülerde ve hayvanlarda nakledilirken çıkmışsa hastalar ayrılır. Hastalıksız hayvanlar ayrı bir yerde karantinaya alınır. Beş  gün içinde hastalıksız hayvanlardan yeni bir hasta tespit edilmez ise sürünün yer değiştirmesine izin verilir.

g)       Şarbon hastalığından ölen hayvanlara otopsi yapılmaz. Ancak marazi madde almak için kadavralar gömülecek çukurun içinde açılır. İşlem tamamlandıktan sonra derhal sönmemiş kireç dökülerek gömülür.

h)       Şarbon hastalığının sönüşüne kadar karantina bölgesine aşısız tek tırnaklı,  sığır,  koyun,  keçi ve domuzların girmesi yasaklanır. Şarbon hastalığına karşı aşılanmış hayvanların girişine izin verilir.

i)         Karantina bölgesinden mezbahaya sevk edilmek istenen büyük ve küçük baş  hayvanlar hükümet veteriner hekimince muayene edilir. Hastalıksız oldukları tespit edilen hayvanlar derhal kesilmek üzere kapalı vasıtalarla en yakın mezbahaya gönderilir. Hükümet veteriner hekimi durumu mezbaha veteriner hekimine bildirir.

j)         Şarbon hastalığı insanlara da bulaşabileceğinden,  hükümet veteriner hekimi hastalık hakkında hayvan sahiplerine ve mahalli sağlık teşkilatına bilgi verir.

k)       Şarbon hastalığı mikrobu ile bulaşık mera ve su kaynaklarına hayvanların girmesi yasaklanır. Bu yerlerde otlatılmasında ve sulanmasında zaruret olan hayvanlar şarbon hastalığına karşı aşılanır ve aşılamadan 15 gün sonra bulaşık bölgeye girmelerine müsaade edilir.

l)         Şarbon mikrobu ile bulaştığından şüphe edilen hayvan yemleri laboratuar sonuçlarına göre değerlendirilir. Müspet çıkanlar imha edilir.

m)      Şarbon hastalığı çıkan veya hasta ve hastalıktan şüpheli hayvanların muhafaza edildiği ahır ve ağıllara; buralardaki eşya ve malzemeler,  hayvan yemleri ve maddeleri ile artıkları dezenfekte edildikten sonra hastalıksız hayvan konulmasına müsaade edilir.

n)       Şarbon hastalığında konulan karantina son ölüm veya iyileşmeden 15 gün sonra gerekli dezenfeksiyon yapıldıktan sonra kaldırılır.